Ana Sayfa Foto Galeri Video Galeri İletişim Bize Ulaşın    
 
Ana Sayfa  
Hakkımızda  
Köşe Yazısı  
Eğitmen  
  Özgeçmiş
  Başarılar
  Belgeler
  Fotoğraflar
Ders Grupları
Ders İçerikleri
  Başlangıç
  Temel  
Ücretler  
Ödeme Bilgileri
 
Faydalı Linkler
Türkiye Satranç Federasyonu
Elazig Il Satranç Temsilciligi
 

 

SENA METİN'İN ÖZGEÇMİŞİ VE SATRANÇ HAYATI

Sena Metin
1.Kademe Yardımcı Antrenör
 

ÖZGEÇMİŞ

  1968 yılında Tunceli ili Çemişgezek ilçesinde doğdum. İlk ve orta öğrenimimi Çemişgezek'te, lise öğrenimimi Malatya Ziraat Meslek Lisesi'nde (1986) tamamladım. Tarım ve Orman Bakanlığında Ziraat Teknisyeni olarak görev yaptım. 2015 yılında Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama bölümünden mezun olarak lisansımı tamamladım. 2021 yılında Ziraat Mühendisi olarak emekli oldum. Evli ve 3 çocuk babasıyım. Halen Elazığ’da yaşamakta ve satranç antrenörü olarak faaliyet yürütmekteyim.

SATRANCA BAŞLAMASI

  Çemişgezek’te çocukken mahallemizde dama oyununu oynardık. Mahallemizdeki bir amcanın “Siz bu oyunu oynuyorsunuz ama bundan daha güzel bir oyun var, o oyunda farklı taşlar var ve her taşın hareketi farklı. O oyunun ismi satranç.” sözü hayatıma girmiş ve bende merak uyandırmıştı. Fakat ne satranç takımımız, ne de öğretecek kimse vardı. Fakat satrancı öğrenmeyi çok istiyordum.
  Daha sonraları satrançta taşların hareketini öğrenmiş ve ilk satranç maçımı yapmıştım. İlk satranç maçımı yaptığımda oyun bana çok karmaşık gelmişti ve oyun kontrolünün çok zor olduğunu düşünmüştüm.
  Satranç oynama imkanını ancak Ziraat Meslek Lisesinde düzenlenen bir turnuvada oynayarak buldum. Fakat okulda satranç oynanmıyordu.

SATRANCIMI GELİŞTİRDİĞİM YILLAR

  Ziraat Meslek Lisesinden mezun olduktan sonra 1986 yılında Erzurum’da göreve başladım. Bu arada Erzurum’da satranç oynanan Huzur Kıraathanesini tesadüfen buldum. Toplumun her kesiminden insanlar (Akademisyen, öğrenci, memur, esnaf v.b.) bu kahveye geliyor ve her gün saatlerce satranç oynuyordu. Bu satranç kahvesinde 2000 UKD civarında en az 20 oyuncu vardı. Fakat bu kahve oyuncuları yerel ve ulusal turnuvalara katılmıyorlardı. Satrançtan çok keyif alıyorlardı ve aralarında tatlı bir rekabet vardı. Bende işten çıktıktan sonra her gün bu kahveye gider ve saatlerce satranç oynardım. Genellikle kahvenin en iyi oyuncusu olan Faruk Amca ile satranç oynamaya çalışırdım.
  İlk gün huzur kıraathanesine gittiğimde bendeki satranç sevgisini görmüşler ve kahvedekiler “Bu daha sonra da buraya devam edecek” diye kendi aralarında konuşmuşlar.
  İkinci turnuvama Huzur Kıraathanesi'nde katıldım. Grup maçları vardı. Fakat gruptan çıkamamıştım.
  Bizler kıraathanenin genç ekibiydik. Baş ucu kitaplarımız Capablanca’nın Satrancı Esasları ve Türkiye’nin satrancına büyük katkılar sunan rahmetli Kahraman OLGAÇ’ın Satranç Öğrenelim serisindeki kitaplarıydı. Biz gençler kitaplarda okuduğumuz teorik bilgileri kahvede oynadığımız oyunlarda uygulamaya çalışırdık ve günlerimiz bu şekilde geçerdi. Fakat hepimizi şaşırtan kötü bir sürprizle karşılaştık. Huzur Kıraathanesi kapanıyordu. Hepimiz çok kötü etkilenmiş ve üzülmüştük. Şimdi satranç oyuncuları ne yapacaktı. Artık bir araya gelip oynama imkanımız kalmamıştı. Kahvedeki büyüklerimiz başka bir kahve araştırıp orada satranç oynamaya devam edebileceğimizi söylediler. Uygun bir kahveye karar vermişlerdi. Kahvenin oyuncularından oluşan bir grup ile kahve sahibi ile görüşmeye karar verildi. Kahvenin kuvvetli oyuncuların dan Erol abi beni de bu görüşmeye çağırdı ve bende bu grup ile yeni kahveye gittim. Kahvenin sahibi olan rahmetli Kıyasettin TEMELLİ abimiz bizi memnuniyetle karşıladı ve satranç oyuncularının burada rahatlıkla satranç oynayabileceğini söyledi. Bu kahvenin ismi Temelli Kıraathanesiydi. Temelli Kıraathanesinde başta musiki olmak üzere kültür ve sanat faaliyetleri de vardı. Artık Erzurum satranç oyuncuları satranç oynayabilecekleri yeni bir mekana kavuşmuştu. Satranç takımları alındı ve bu kahvede yeniden satranç oynanmaya başladı. Temelli Kıraathanesi Erzurum’da halen faaliyetini göstermektedir.
  Her zaman söylediğim bir söz vardır: “Satrancın diğer katkıları yanında ayrıca satranç sayesinde çok güzel ve saygıdeğer insanlarla tanıştım.” ve Erzurum’da da çok güzel dostluklar edindim ve kendimi her zaman Erzurum oyuncusu olarak gördüm. Çünkü Erzurum beni yetiştirdi. Erzurum’la her zaman gönül bağım vardır ve kendimi yarı Erzurum’lu olarak görmekteyim.
  Her şeyin bir sonu olduğu gibi Erzurum’dan da ayrılma vakti gelmişti. Artık Elazığ’a dönmem gerekiyordu ve 1990 yılında Elazığ’a tayin oldum. Elazığ’a gelmiştim, fakat satrancın oynandığı bir mekan bilmiyordum. Satranç oynanan bir çay evini yerel bir tv kanalının reklamında görmüş ve büyük bir heyecanla araştırmaya başlamıştım. Bu çay evinin ismi Sedir çay eviydi. Artık işten çıktıktan sonra ve hafta sonları buraya gitmeye başladım. Elazığ’da yaygın olarak kullanılan iskemlelerde oturarak sehpalarda satranç oynanmaktaydı. Çay evi sahibi tarafından çay evine tahtadan satranç takımları alınarak farklı bir hizmet sunulmuş ve buraya satrancı seven insanlar gelmeye başlamış. Bende buraya gelerek yeni oyuncularla tanıştım. Fakat buradaki oyuncular başlangıç seviyesinde olan oyunculardı. Daha sonra Elazığ’da öğretmen evinde de satranç oynandığını duydum ve buraya gitmeye başladım. Burada çok kuvvetli oyuncular vardı ve yeni satranç ortamım oldu. Çok değerli ve saygıdeğer dostlarım oldu. Elazığ Öğretmenevi'nde dostlarımızla uzun yıllar keyif alarak satranç oynadık. Zaman zaman farklı çay evlerinde satranç faaliyetlerim oldu. Satranç turnuvaları düzenledim. Bireysel ve takım olarak farklı yıllarda Türkiye Şampiyonalarına katıldım. Üst sıralar için mücadele ettim.
  Dereceye giremesem de Türkiye’nin o dönemki iyi oyuncularına karşı iyi sonuçlar aldım. Yaş sebebiyle artık aktif satranç oyunculuğunu bırakmış durumdayım. Satranç hayatıma antrenör olarak devam etmekteyim. Öğrencilerimi ve kendimi daha iyi bir şekilde geliştirmek için satranç faaliyetlerimi sürdürmekteyim.
  Sosyo-ekonomik olarak geride olan Elazığ’da ve Doğu Anadolu Bölgesindeki diğer illerimizde satrancın var olduğunun ve Türkiye’de üst sıralarda yer alacak yetenekte oyunculara sahip olduğumuzun bilinmesi ve bunun gerçekleşmesi en büyük dileğim ve hedefimdir. Bu hedef doğrultusunda Elazığ’da antrenör olarak eğitim faaliyetlerimi sürdürmekteyim. Elazığ’da ve bölgede 2000 UKD ve üzeri aktif oyuncu olmadığı için gelişim potansiyeli olan oyuncular bu oyuncularla maç yapamamaktadır. Ancak Ulusal turnuvalarda az sayıda maç yapmakta fakat bu da yeterli olmamaktadır. Bu da hedeflediğimiz oyuncularımızın Türkiye’de üst sıralarda yer almasını zorlaştırmaktadır.

 

 
[ Tüm hakları saklıdır. Çaydaçıra Satranç Spor Kulübü - ©2023 ] Web Tasarım: Sena METİN